Türkiye Amerikan nükleer silah yığınağında Avrupa’da dördüncü…
Soğuk Savaş çoktan bitti ama ondan geriye kalan nükleer bombalar duruyor! İncirlik Üssü’ndeki Amerikan B-61 nükleer silahları meçhul düşmanlara karşı konuşlanmışken uzmanlar, bunlar gerekli mi, gereksiz mi anlaşamıyorlar.
Pershing, Minuteman, SS20 füzeleri, Yıldız Savaşları Projesi, Detant, SALT ve START müza kereleri, Reykjavik Zirvesi… Bugün artık hafızalardan silinmeye yüz tutmuş bu sözcükler günümüz insanına ne ifade ediyor ki? Bunlar Soğuk Savaş yıllarının nükleer dehşet dengesinin sözcükleri… SoRuk Savaş 10 yıl önce sona erdi; artık Amerika ve Rusya’nın nükleer bir savaşa tutuşma ihtimali yok denecek kadar az.
Dönem belirsizlikler dönemi; sosyalist ve kapitalist bloklar arasındaki jeostratejik karşıtlığın yerini ülkeler arasındaki tarihsel anlaşmazlıklar aldı. Bir zamanlar düşman blokların karşıt nükleer şemsiyeleri ile korunan Avrasya’da şimdi etnik savaşlar yaşanıyor.
Ve Soğuk Savaş kalıntısı nükleer silahlar da azalmakla birlikte yerinde duruyor. “Karşı tarafta var, bende de olsun ne olur ne olmaz” denilerek. Kıtalararası nükleer füze taşıyan denizaltıları saymazsak, bugün kendi ulusal sınırları dışında nükleer silah konuşlandıran tek ülke ABD.
Merkezi Washington’da bulunan ABD Doğal Kaynaklar Savunma Kurulu’nun (NRDC) 13 Mart 1998 tarihinde yayınladığı raporunda yer alan iddiaya göre bu Amerikan nükleer silahlarından on beşi de Türkiye’de, İncirlik Üssü’nde.
Raporda Türkiye’nin Amerikan nükleer silahlarının konuşlandırıldığı ülkeler arasında tahrip gücü bakımından dördüncü sırada yer aldığı belirtiliyor.
NRDC uzmanları Stan Norris, Josh Handler ve Bill Arkin tarafımdan hazırlanan bu rapora göre statüsü Türk Amerikan ikili savunma anlaşmaları çerçevesinde ortak üs olarak belirlenen İncirlik’te bulunan B-61 tipi, uçaktan atılan serbest düşüşlü nükleer bombalar ABD Hava Kuvvetleri’nin envanterinde. Ev sahibi Türkiye’nin ise bu silahlar üzerin de kullanım hak ve yetkisi bulunmuyor. Ancak, ABD’nin bu silahları Türkiye’nin izni olmadan kullanması da mümkün değil. Bu bombalar Hiroşima’ya atılan 20 kilotonluk atom bombasının yaklaşık 9 karına eşit bir tahrip gücü ne sahip.
Soğuk Savaş’ın tırmandığı 50’li ve 60’lı yıllarda Sovyet Bloğuna karşı NATO’nun güney kanat ülkesi konumundaki Türkiye’de, Balıkesir, Mürted ve İncirlik üslerine yerleştirilmeye başlanan Amerikan nükleer silahlarının, 1985’te 489 adede ulaştığı belirtiliyor.
NRDC’nin raporuna göre 1985 yılda ABD sınırları dışında dokuz ülkede 6551 nükleer silahı bulunuyordu. O tarihler de Türkiye’de konuşlanan silahlar tahrip gücü bakımından 9 ülke arasında dördüncü sıradaydı.
1987’de yürürlüğe giren Nükleer Silahların Sınırlandırılması Anlaşması’ndan (SALT) sonra bu silahlar Türkiye ve diğer ülkelerden peyderpey çekilmeye ve bugünkü seviyesine indi.
B 61 bombaları bugün Türkiye’nin dışında İtalya, Yunanistan, Almanya, Belçika, Hollanda ve İngiltere’deki siperlerde konuşlu bulunuyor.
1991’in Eylül ayında Sicilya’nın Taormina kentinde yapılan NATO Nükleer Planlama Grubu toplantısında ABD nükleer silahların yüzde 80’ini geri çekeceğini açıklamıştı. Bunu izleyen dönemde ABD, Avrupa’daki nükleer silahlarını büyük ölçüde azalttı. Yunanistan’daki Araos Üssü’nde 164 olan nükleer silah sayısı on yıl sonra Hollanda ve Belçika ile birlikte onar bombaya duştu. 3396 nükleer silah ile birinci sırada o lan Almanya bugün 45 adetle bu birinciliği yine koruyor. İkinci durumda olan İngiltere de bu ülkede konuşlanan nükleer silahların 1268’den 30’a inmesine rağmen konumunu yitirmedi. Üçüncü sı ülke İtalya; nükleer silah a dedi 549’dan 20’ye indi.
Nükleer enerji uzmanı Prof. Dr. Tolga Yarman
Soğuk Savaş yıllarındaki nükleer dehşet dengesinde, Sovyetler Birliği’nin hemen yanı başında oluşu nedeniyle fevkalade kritik bir işlev üstlenen Türkiye’de konuşlu bu silahların tahrip gücünün, eski Sovyetler Birliği hinterlandını birkaç defa topyekûn yok edecek seviyeye ulaştığını söylüyor.
Şimdi ise bu silahların hedef ve işlevlerinin ne olduğu belirsiz, tıpkı dönemin belirsizlikler donemi olması gibi… Soğuk Savaş sona erdiğine göre şimdi sorulması gereken soru bu Amerikan nükleer silahlarının, Türkiye ve ABD arasındaki hangi ortak çıkar ve karar alma mekanizmaları çerçevesinde ülkemiz topraklarında konuşlandırıldıkları oluyor… Rus nükleer tehdidine mi, yoksa nükleer silah peşinde koşan İran’a mı veya başka Ortadoğu ülkelerine karşı olarak mı bu bombalar halen Türkiye’de?
Dış Politika Enstitüsü Başkanı Seyfi Taşhan
“Rus dış politikasının henüz tam ne olacağı belli değil. Rusya’nın elinde de bu silahlar var. Bizim elimizde de caydırıcı bir etken olarak bu silahların olması olumlu” diyor. Taşhan Türkiye’nin güney komşularına da işaret ediyor: “Nükleer silah geliştirmek için bölgemizde bazı ülkelerin çabaları var. Bu silahların tamamen Türkiye’den çıkarılmasını istersek boşlukta kalmaz mıyız?”
Asker kökenli araştırmacı-yazar Erol Mütercimler ise bu nükleer silahların Türkiye’den çekilmesini savunuyor. Mütercimler’e göre bu silahlar Soğuk Savaş yıllarında caydırıcılık taşıyordu ancak bugün uluslararası zeminde ABD ve Rusya çatışmak şöyle dursun, “aynı yere baktıkları” için karar alırken birlikte hareket ettiklerinden “bu silahların varlığı hiçbir anlam ifade etmiyor”. Mütercimler Türkiye’nin komsuları Iran, Irak ve Suriye’ye karşı nükleer silahlara ihtiyacı olmadığını da savunuyor ve “mobilize orduların savaşı” seklinde cereyan edecek böyle bir çatışmada Türkiye’nin nükleer silah kullanmasına izin verilmeyeceği öngörüsünü yapıyor. Mütercimler B 61’lerin teknik özellikleri bakımından da günümüzde işlevsiz kaldığını ve bu silahların artık “demode” olduğunu belirtiyor. Mütercimler uçaktan hedefin üzerine bırakılan modası geçmiş bombaların yerini artık “akıllı füzelerin” aldığını hatırlatıyor.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Cengiz Okman’a göre ise nükleer silahların demode olmasının pek önemi yok: “Nükleer silahların teknolojiye gereksinimi yok. Caydırıcı özelliği var, yani psikolojik bir özellik bu. Bu silahların teknolojik sürati, nispi bakımdan konvansiyonel alandan geride takip ederler.”
Bu tartışmalar çevrecileri tabii ki hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Onlar, tipine, adedine, tahrip gücüne, demode olup olmadığına veya karşı tarafta da bulunup bulunmadığına bakmıyorlar; “Bombalar dışarı!” diyorlar.
B-61’in teknik özellikleri
Hiroşima’ya atılanın 9 katı
B-61’ler A-7, F-15, F-16 ve Tornado avcı – bombardıman uçaklarından atılan, hedefin üzerine serbest düşüşlü silahlar. Paraşütle de atılabilen bu bombaların tahrip gücü 1 kiloton ile 175 kiloton arasında değişiyor. 175 kilotonluk olanların tahrip gücü Hiroşima’ya atılan atom bombasının 9 katı. B-61’ler yaklaşık 30 yıldır Amerikan mühimmat depolarında ya da çeşitli üslerde kullanıma hazır bir şekilde bekliyor.
11-17 Nisan 1998 ArtiHaber Dergisi