Bu yılki Paskalya (Easter) tatilinde yine boş durmadık ve düştük yollara. 4 günlük tatilimizi geçirebilecek yerlerin listesini hazırladık. Kuzeyde görmek istediğimiz birkaç kent vardı ama sonuçta biz İtalyan Rivierası’nda karar kıldık.
Yolculuğumuzdaki ilk durak Milano’ydu. Leonardo da Vinci’nin kentinde onun eserlerinin peşindeydik. Güne Santa Maria Della Grazie Kilisesi’nin bir duvarına yaptığı The Last Supper adlı eseriyle başladık. Duomo Katedrali, Castello Sforzesco gibi tarihi eserlerin dışında modanın kalbinin attığı kentin dar sokaklarında zaman geçirdik.
İkinci gün Pisa kentindeydik. Eğimiyle ünlü Pisa kulesini yakından görmek, içine girip zirvesine tırmanmak etkileyiciydi. Pisa’da 5 saat geçirdikten sonra akşam konaklamak için kuzeye, La Spezia’ya yöneldik.
Ertesi sabah Riviera di Levante denen Cenova’nın güneyindeki sahillerindeydik. Bu sahillerin tam ortasında Cinque Terre yani 5 Köy anlamına gelen milli park bulunuyor. UNESCO tarafından korunan ve her biri kartpostal güzelliğinde olan tarihi köylerde bir gün geçirdik. Sırasıyla Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso al Mare köylerine uğradıktan sonra Levanto’da günü kapattık.
Son durak Cenova’ydı. Bir başka gezgin Kristof Kolomb’un bu tarihi kentinde, dar sokaklarda kaybolduk. Limanında ünlü denizcilerin sefere çıkış ve seferden dönüş noktalarında yürürken onların varlıklarını hisseder gibiydik.