KİTABIN HİKAYESİ
01. NEREDE VE NASIL BAŞLADI?
İstanbul’u anlatan çoktur ama bu kentin ruhunu anlayabilenlere rastlamak kolay değildir. Kitap için konuştuğum isimleri belirlemek zaman aldı. Adı İstanbul ile bir şekilde bütünleşmiş bu kişilerin ağzından onların İstanbul’unu dinlemek istedim. Kitabın içeriğini 2013’te planlamaya başlamıştım. Planı yaptıktan sonrası kolaydı. İlk adımı atmıştım. Kadro harikaydı. Bu isimleri aynı projede bir araya getirmek muhteşem bir duyguydu.
02. KONU İSTANBUL OLUNCA
Sohbet edeceğim kişilerin uygun zamanını denk getirmem gerekiyordu. Hasan Pulur ve Oktay Akbal’la rahatsızlığından dolayı telefonla konuşabildik. İstanbul’u binlerce kez anlatmış, yazmış, fotoğrafını çekmiş bu isimlere İstanbul’u tekrar anlattırmak başta zor gibi görünse de düşündüğümden kolay oldu.
03. YEDİ AYLIK MARATON
İlk röportajım sonbahara denk geldi. 20 Ekim 2014’te Rüknü Özkök ile Kadıköy’de buluştuk. İskelenin yanındaki çay bahçesinde oturduk. Güneşli, güzel bir gündü, sohbet harikaydı. Son randevum 15 Mayıs 2015’te Yorgo Okumuş’laydı. Başlangıç ve sonu yedi aylı bulan bir zaman dilimi… Bu süre içinde 20 efsaneyle tanışıp sohbet etme imkanı buldum. Hayatım boyunca unutamayacağım güzel anılar yaşadım.
04. KAYBOLAN YILLAR YOK OLAN İSTANBUL
Konuştuğum kişilere sorduğum ilk soru çocukluk yıllarına ait anılardı. Hangi semtlerde oturdular, eski mahallelerinden hatırladıkları isimler kimlerdi? İstanbul’da yaşayabilmek için neleri riske attılar? Cevaplar onların masal tadındaki anılarında gizliydi. O günleri anlatmaya başladıklarında yaşadıkları heyecanı hissedebiliyordum. Eski İstanbul’un, eski günler gibi bir daha asla yaşanamayacak bir biçimde kaybolduğunun farkındaydılar.
05. İSTANBUL KİTABI TAMAMLANIYOR
Röportajlar sırasında çantamda ses kaydı için bir Ipod, fotoğraf makinem ve not defterim vardı. Konuşmalarımızı kayda alırken bir yandan da kısa notlar tuttum. Son röportajıma giderken defterde sadece birkaç boş sayfa kalmıştı. Ses kayıtları ve fotoğrafların birer kopyalarını bilgisayarımda ve email adresimde sakladım.
06. SONA DOĞRU
Kayıtları çözdükten sonra arşiv çalışması başladı. Konuştuğum kişilerin anlattığı mekanları gazete arşivlerinden buldum. Daha önce duymadığım bazı isimler ve sokak adlarını bu röportajlar sırasında öğrendim. 7 ay boyunca yaptığım röportajların ses kayıtlarını İstanbul’un farklı mekanlarında yazıya döktüm. Maçka Parkı, Süleymaniye’nin çay bahçeleri, Boğaz, Moda, Beyoğlu… Her birinin havasının kitabın sayfalarına sindiğine inanıyorum.
07. YAYINA HAZIR
Yazma işlemini düzeltmeler takip etti. Bu konuda “hayatımın editörü” eşim Yelda’ya sonsuz teşekkürler… Her şey tamamlayıp dosyaların yayınevine teslim ettikten sonra rahatladım, yayınevindeki düzeltme sürecinden sonra kitap baskıya hazır hale geldi. Kapak için kendi çektiğim fotoğraflardan birini kullanmak istedim. İstanbul’un iki simgesi, martı ve Galata Köprüsü’nü bir arada yakaladığım fotoğrafı kullandık. Kitap 2015 Tüyap Kitap Fuarı’na yetişti.