Remzi Gökdağ
  • ANA SAYFA
  • HAKKIMDA
  • YAZILAR
    • pazar yazıları
    • BAE (2018-2022)
    • İSVİÇRE (2009-2013)
    • ABD (1999-2008)
    • RUSYA (1998-1999)
    • cumhuriyet arşiv
    • gezi yazıları
    • Radikal
    • Yeni Yüzyıl
    • USA Turkish Times
    • Artı Haber
    • Notlar
  • KİTAPLARIM
    • Başka Şehirler
    • Sevgili İstanbul
    • AMERİKAN MEDYASINDA 11 EYLÜL
    • PARK OTEL OLAYI
  • FOTOĞRAF
  • İLETİŞİM
Remzi Gökdağ
©️ 2021 DÜNDEN BUGÜNE…
BAŞKA ŞEHİRLER
Dünden Bugüne

Remzi Gökdağ

SEVGİLİ İSTANBUL
Remzi Gökdağ
  • ANA SAYFA
  • HAKKIMDA
  • YAZILAR
    • pazar yazıları
    • BAE (2018-2022)
    • İSVİÇRE (2009-2013)
    • ABD (1999-2008)
    • RUSYA (1998-1999)
    • cumhuriyet arşiv
    • gezi yazıları
    • Radikal
    • Yeni Yüzyıl
    • USA Turkish Times
    • Artı Haber
    • Notlar
  • KİTAPLARIM
    • Başka Şehirler
    • Sevgili İstanbul
    • AMERİKAN MEDYASINDA 11 EYLÜL
    • PARK OTEL OLAYI
  • FOTOĞRAF
  • İLETİŞİM
  • Cumhuriyet

İki şehrin hikayesi

  • 21/03/2021
  • 3 dakikalık okuma

Başka Şehirler - Remzi Gökdağ

Facebook
Twitter
Email
WhatsApp

Şehirleri kıyaslamak bize özgü bir alışkanlık değil. Aynı ülkede olmalarına rağmen birbiriyle yarışan o kadar çok şehir var ki… İstanbul ile Ankara arasındaki rekabetin benzeri Los Angeles ile New York arasında yıllardır devam ediyor. Porto Lizbon’a, Milano Napoli’ye her fırsatta meydan okuyor…

Burada da durum farklı değil. Ülkede çalışan yabancılar ya da gezmeye gelen turistler iki büyük şehri karşılaştırıp durur. “Dubai mi, Abu Dabi mi?” sorusuna verilecek cevap hangi ortamda olursa olsun uzun bir sohbetin başlama vuruşu gibidir. Topu alan rakip kaleye yönelir. Kazananı olmayan bu tartışmada genellemeler havada uçuşur ancak tüketilen nefes, kimsenin düşüncesini değiştirmeye yetmez. Bu yüzden işin ehli kişiler yuvarlak cevaplarla konuyu geçiştirir, hatta bazıları sohbeti sessizce izlemeyi tercih eder. Günün sonunda herkes sevdiği ya da yaşamak zorunda olduğu şehirle birlikte olacaktır.

Buraya taşındığım günden bu yana “Dubai mi, Abu Dabi mi?” sorusuna defalarca hedef oldum ama bu karşılaştırmada bugüne kadar kazananı ya da kaybedeni pek görmedim. Herkesin beklentileri, alışkanlıkları, yaşam tarzı farklı ve bütün bu kişisel tercihlere önyargılarla birlikte genellemeler de eklendiğinde “O mu, bu mu?” sorusu anlamını yitiriyor.

İki şehri kıyaslama konusunda lafı yuvarlayıp hala cevap vermediğimin farkındayım…

Kime göre, neye göre…

Şehir diye tanımladığımız Abu Dabi ve Dubai, yedi emirlikten oluşan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) birbirine komşu en büyük iki emirliğinin adı. Abu Dabi, BAE’nin başkenti, iç dengelerin hakemi, dış siyasetin de aktörü. Zenginliğinin kaynağında petrol var. Dubai ise BAE’nin en kalabalık şehri, Ortadoğu’nun finans merkezi. Dünyanın en yüksek binasını, türünün ilk örneği dev palmiye adasını barındırıp bütün “en”leri toplamayı hedefleyen bir şehir. Abu Dabi’ye oranla çok az petrolü olan Dubai’nin gelir kaynağı emlak ve turizm.

Birbirine sadece 140 kilometre uzaklıkta olmalarına rağmen iki emirliğin yaşam tarzı, alışkanlıkları ve öncelikleri farklı. Değişik mizaçlara sahip kişilikleri var. Abu Dabi mütevazi tavrıyla işini sessizce bitirmeyi tercih ederken Dubai “Ben senden daha zenginim” dercesine gösterişi seviyor. Abu Dabi köklerini unutmayıp kültürel faaliyetlerini geliştirirken Dubai, Guinness Rekorlar Kitabı’nın sayfalarını doldurmakla meşgul. Abu Dabi planlı ulaşım sistemiyle, Dubai içinden çıkılmaz trafiği ve kaybolma ihtimali yüksek yollarıyla ünlü. İkisinin de polis kuvvetleri, su ve elektrik sağlayıcıları, vergileri farklı. Başkentin bürokrasisi Dubai’de fazla hissedilmiyor. Abu Dabi, sosyal ilişkilerde herkesi memnun etmekten keyif alsa da ahlaki pusulası geleneklere dayanıyor. Otoriter ve kuralcı, macera aramaktansa uzman olduğu alanda kendini geliştirmeyi seviyor. Kavgayı sevmiyor ancak sakin görüntüsünün altında her an parlayabilecek yapıya sahip. 

Dubai’ye gelince… Hırslı, meraklı, kafasına koyduğunu yapıyor, amacına ulaşmadan pes etmiyor, şaşırtıcı derecede tutkulu aynı zamanda enerji dolu. İlgi çekmeyi seviyor, ikna gücü yüksek ve hayat dolu. Parasal konularda da uzman. Karşısındakini hemen etkileyen doğal güvene sahip bir havası var.

İki şehrin ortak noktası tolerans. BAE’de iş yapacak herkesin başarı ya da başarısızlığı ülkenin kültürüne ve ritmine ayak uydurmasına bağlı.

İki şehrin hikayesi birbirine benzer görünse de karakterleri farklı, ama itiraf edeyim ikisi de bana yabancı. Dubai’de yaşarken Abu Dabi’yi kıskanıyorum, Abu Dabi’yi ziyaret ettiğimde Dubai’yi arıyorum fakat en çok da geride bıraktığım kendi şehrimi özlüyorum.

Başta da belirttiğim gibi şehirleri kıyaslamak kazananı olmayan bir tartışma. “Kime göre güzel, neye göre iyi?” sorusunun cevabı kişiden kişiye değişir, olgular bazen yanıltır, istisnalar çoğu zaman geneli etkilemez ve bu konu sabaha kadar bitmez.

Gelin hep beraber bir orta yol bulalım ve yazıyı Nietzsche’nin şu sözüyle noktalayalım:

“Bu da dahil bütün genellemeler yanlıştır.”

Bu yazı 21 Mart 2021 tarihinde Cumhuriyet’te yayınlandı. Diğer Pazar Yazılarım…


Sevgili İstanbul - Remzi Gökdağ

Remzi Gökdağ

Remzi Gökdağ (d. 1968, Beşiktaş, İstanbul) gazeteci, yazar ve yayıncı. Başka Şehirler, Sevgili İstanbul, Amerikan Medyası’nda 11 Eylül ve Park Otel Olayı kitaplarının da yazarıdır.

İLGİLİ KONULAR
  • Abu Dabi
  • Dubai
  • iki şehrin hikayesi
  • pazar yazıları
Önceki Yazı
  • Cumhuriyet

Çölde bir gece

  • 23/02/2021
OKU
Sonraki Yazı
Gözler yalan söylemez
  • Cumhuriyet

Gözler yalan söylemez

  • 18/04/2021
OKU

BENZER YAZILAR

OKU

Gökyüzünün efendileri

OKU

Gönül ne kahve ister ne kahvehane…

Gözler yalan söylemez
OKU

Gözler yalan söylemez

OKU

Çölde bir gece

OKU

Nereden nereye…

OKU

Altına hücum

OKU

Alice, harikalar diyarına neden gidemiyor?..

OKU

Kara bulutlar yaklaşıyor

Sisler bulvarında yaşayanlar o gün farklı bir sabaha merhaba dedi. Diğer sabahlara benzemiyordu. Prens adaları uzaktan görünse de koskoca Marmara Denizi sanki kaybolup gitmiş, buluta dönüşüp şehri terk etmişti.
Bu yörenin tarihi çok eskilere, hatta yaşamın başlangıcına dayanıyor. #Harran yeryüzünün ilk yerleşim alanlarından biri. Göbeklitepe'ye de oldukça yakın. Tarihi MÖ 8000'lere kadar gidiyor. Fotoğraflardaki huni şeklinde kerpiç evler ise 2500 yıldır burada.
Dünyanın bilinen en eski yapısı #Göbeklitepe 12 bin yıllık bir geçmiş... Önemini anlatmaya kelimeler yetersiz. Hala görmediyseniz, gidip görün, sonra da içinden çıkamayacağınız bir bilmeceyle baş başa kalın. Sorularınıza cevap bulamayacaksınız, daha fazla soruyla geri döneceksiniz. Okuduğunuz, öğrendiğiniz her şey havada kalacak. İnsanlık tarihinin bilinen en eski yapısının sırrını belki de hiçbir zaman çözemeyeceğiz.
Çöl, insanın evrede sonsuzluk duygusunu aradığı yerdir, tıpkı denizler gibi… Bir de gök var ama oraya ulaşmak ve semada kalıcı olmak biz ölümlülerin harcı değil. Bu yüzden çöl ve denizleri cesaretle keşfederken, gökyüzünün sırlarını ölümsüz ruhlara teslim ederiz...
Rüzgarın çöldeki dansı
❄️
Dünden Bugüne
  • ©️ 2022 Remzi Gökdağ

aramak istediğiniz kelimeyi yazıp ENTER tuşuna basın