Halle Berry

25/03/2002

Tartışmaları, dedikoduları, kampanyalarıyla bir Oscar gecesi daha geride kaldı. Ödüller sahiplerini buldu, sevinenler, hayal kırıklığı yaşayanlar oldu…

Bütün bu yönleriyle Oscar’lar film dünyasıyla uzaktan yakına ilgisi olan pek çok insan tarafından bir süre daha konuşulacak. Vizyona giren yeni filmler, yıldızların yaşadıkları skandallar zamanla 74. Oscar ödüllerini unutturacak belki ama unutulmayacak bir isim sanıyorum pek çok kişinin hafızalarında uzun süre silinmeyecek: Halle Berry.

Monster’s Ball adlı filmdeki performansıyla bu yılın en iyi kadın oyuncusu seçilen Halle Berry, aynı zamanda Hollywood tarihinde bir ilke de imza attı. 74 yıldan sonra ilk kez siyah bir kadın oyuncu Oscar kazandı. Siyah bir baba, beyaz bir anneden dünyaya gelen, aile içi olumsuzluklardan nasibini alarak yetişen ve kendini bir anda beyaz perdede bulan Halle Berry’nin bu yılki başarısı pek çok sinema eleştirmeni tarafından sürpriz olarak nitelendirilmişti.

Oscar’a aday gösterildiğinde yakın çevresi dışında çok dar bir kitle böylesine güç bir kategoride Oscar’a sahip olacağını düşünmemişti. Bunun en büyük nedeni En İyi Kadın Oyuncu kategorisindeki adaylardı.

Judi Dench (Iris), Nicole Kidman (Moulin Rouge), Renee Zelwegger (Bridget Jones’s Diary) ve Sissy Spacek (In the Bedroom) gibi isimlerle yarışan Berry, Oscar gecesinin yıldızıydı aynı zamanda.

Ödülü kazandığı an ağlamaya başlayan, sahnedeki gözyaşları arasında yaptığı konuşmasıyla salondakilere de duygusal anlar yaşatan Halle Berry, ödülü alıp koltuğuna oturduğunda da ağlamaya devam ediyordu. Kazandığının sadece Oscar heykelciği ya da bu yılın En İyi kadın Oyuncusu ünvanı olmadığını biliyordu. Hollywood tarihine geçecek bu gecenin, gelecek yıllarda Halle Berry adıyla anılacağının farkındaydı. 74. Oscar törenlerinde film tarihinde ilk kez siyah kadın oyuncuya Oscar heykelciği verilmişti ve yıllar sonra ‘Oscar’ı kazanan ilk siyah kadın oyuncunun gecesi’ olarak anılacaktı.

Gecenin ikinci sürprizi En İyi Erkek Oyuncu ödülünün açıklandığı anda yaşandı. Bu kategorinin en güçlü adayı Russel Crowe’du. Ancak ödülü kazanan sanatçı Training Day adlı filmindeki rolüyle Hollywood’un bir başka siyahi aktörü Denzel Washington oldu.

Üstüste üçüncü yıl Oscar’a aday olan Russell Crowe için A Beautiful Mind filminde canlandırdığı rol birçok aktörün hayalini kurduğu türdendi.

Crowe, John Nash karakterine bürünerek yaptığı performansla, özellikle Nash’ın kişisel davranışlarını başarıyla canlandırmasıyla ile adaylığı hak ediyordu, Nash’ın yaşlı halini oynadığı bölümlerde gayet başarılı olmuştu.

Ancak filmde gösterdiği başarılı performansı özel hayatında gerçekleştirmeyi başaramadı Crowe. Özellikle İngiliz Akademisi’nce geçtiğimiz ay verilen ödül törenlerinde yaptığı konuşması ve basın mensuplarına karşı olumsuz tutumu ödülü kazanamamasındaki en önemli olumsuz etkenlerdendi. Geçtiğimiz yıl Gladyatör adlı filmindeki rolüyle Oscar kazanmış olması da onun bu yılki başarılı performansının ikinci Oscar ile tamamlanmasını etkiledi.

Oscar töreninde, ödül verilmese de kendiliğinden oluşan bir kategori daha vardı. En şık sinema yıldızı. Bu gayri resmi kategori pek çok kişi tarafından Oscar’dan daha önemliydi. Ödül kazanan isimlerden çok kimin ne giydiği hangi takıyla geceye katıldığı konuşuldu. Bu konular bir sure daha konuşulacağa benziyor. Öyle ki internet siteleri ve töreni canlı yayınlayan ABC kanalının yaptığı anketlere göre gecenin en şık kadını Halle Berry ilan edildi.

25 Mart 2002

Remzi Gokdag

Remzi Gökdağ gazeteci, yazar ve dijital yayıncıdır. Başka Şehirler, Sevgili İstanbul, Amerikan Medyası’nda 11 Eylül ve Park Otel Olayı kitaplarının yazarıdır.

Başka Şehirler
Önceki Yazı

Los Angeles’ın güneydoğusu

Sonraki Yazı

Siz olsaydınız ne yapardınız?