Kömür pazarında ‘kirlilik’ kavgası

22/01/1993

İstanbul’da satışı yasaklanan petrokokun ithalatçıları ile linyit çıkaran şirketler kapıştı

İstanbul Valiliği’nin önceki gün aldığı kararla petrokok satışını yasaklaması 100 milyon dolarlık (yaklaşık 900 milyar liralık) petrokok pazarının karışmasına neden oldu.

Yetkililer petrokokun kanserojen madde içerdiğini söylerken, ithalatçı firma, petrokokun kansorejen olduğu yolunda bugüne dek bilimsel bir çalışma yapılmadığını savundular.

Türkiye’nin en büyük petrokok ithalatçısı Taner Yılmaz, “Petrokokun kanserojeniği bugüne dek bilimsel olarak kanıtlanamadı. Petrokokun diğer kömürlerden daha fazla kanserojen olduğunu ispatlayan olursa ithalatı keserim, ispatlayana 500 milyon lira veririm” dedi. Genç Maden Üreticileri Derneği ise petrokokun kanserojen olduğunu savunuyor.

Çevre Bakanlığı’nın 31.12. 1992 tarihli genelgesiyle kükürt oranı yüzde l’in üstündeki petrokoklanın ithalinin yasaklanması Türkiye’de petrokok ithalatı yapan firmalarda panik yarattı.

İTÜ Maden Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Orhan Kural, petrokok içinde bulunan ziftin kanserojen madde taşıdığını, ancak bunun bugüne dek herhangi bir bilimsel çalışmayla bunun saptanmadıgini belirtti. Kural, 1991 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’na verdiği raporda da petrokokla ilgili şu bilgileri veriyor:

“Petrokokun diğerlerine oranla iki önemli avantajı var. Bunlardan biri isi değerinin bütün katı yakıtlar arasında en yüksek olması, diğeri ise kül oranının düşük olmasıdır. Yıkanmış bir taşkömürünün bile kül yüzdesi daha fazladır. Kömürde olduğu gibi oksidasyon ve kendi kendine tutuşma tehlikesi yoktur. Kükürdü yüksek olması bir dezavantajdır.”

1991 yılında Alman petrokok şirketi MGLC’nin petrokokla ilgili Prof. Dr. Orhan Kural’a gönderdiği yazıda ise belirtiliyor.

Dr. Karl Frank, Orhan Kural’a gönderdiği cevapta petrokokun sağlık ve çevre kirlenmesi bakımından evlerde ısınma için emniyetle kullanılabileceğini, kanser yapan herhangi bir madde içeremediğini açıklıyor.

Beyoğlu Belediyesi Başkan Yardımcısı Nusret Avcı ise petrokokun benzin üretimi sırasında açığa çıkan atık maddeden yapıldığına dikkat çekiyor. Petrokokun yüzde 5 ile yüzde 9 oranında kükürt taşıdığını analiz sonuçlarından tespit ettiklerini belirten Avcı, literatür araştırmalarında petrokokta kanserojen maddeler bulunduğunun saptandığını söylüyor. İlçede petrokok yasaklama kararının dayanağı olan bu açıklamaya göre petrokok güneş ışınları ile reaksiyona girerek daha da tehlikeli hale dönüşüyor ve yaşamı tehdit ediyor.

İstanbul’a yılda 6 milyon tonun üzerinde linyit pazarlayan Genç Madenciler Derneği GEMAD da petrokokun yüksek kükürt içerdiğini ve kanserojen olduğunu belirtiyor.

Prof. Dr. Adnan Aydin petrokokun kalp, damar, karaciğer, böbrek hastalıklarını arttırıcı özellik taşıdığını vurguluyor.

Yıllık petrokok ithalatı yaklaşık 800 bin ton olan Türkok Şirketi’nin Genel Müdürü Taner Yılmaz, petrokok konusunda söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını, petrokokun kanserojen etki taşıdığı yolunda bugüne dek bilimsel bir verinin bulunmadığını söylüyor. Petrokokun yerli kömürden daha fazla kanserojen etki taşıdığının ispatlanması halinde ithalatı kesip ispatlayana 500 milyon lira bağışta bulunacağını belirten Taner Yılmaz, petrokokun, sigaradan daha fazla risk taşımadığını iddia ediyor. Yılmaz, Amerika Birleşik Devletleri Ticaret Ateşeliği’nin de petrokokun kanserojen olmadığı yolundaki belgelerinin bulunduğunu belirtiyor.

İstanbul’un yıllık kömür tüketiminin 6 milyon ton, petrokok tüketiminin 50 bin ton olduğunu ifade eden Yılmaz şunları anlatıyor:

“Ben petrokok kullanmaya mecbur değilim. En iyisi hangisiyse onu kullanırım. Türkiye’nin ABD’den petrokok ithalatı yıllık yaklaşık 800 bin tondur. Italya ve Japonya 2’şer milyon ton, İspanya ve Hollanda l’er milyon ton ithal ediyor. Bütün Avrupa ülkeleri bunu ithal ediyor. Benim isyanım Türkiye’de çifte standart uygulanması. Kömüre ses çıkartmayacaksınız, petrokoku kullanan çimento fabrikalarına ses çıkartmayacaksınız, petrokoku yasaklayacaksınız. Benim istediğim, iddiaların bilimsel olarak ispatlanması ve konuyla ilgili bir standart belirlenmesi.”

22 Ocak 1993 Sayfa 14

Remzi Gokdag

Remzi Gökdağ gazeteci, yazar ve dijital yayıncıdır. Başka Şehirler, Sevgili İstanbul, Amerikan Medyası’nda 11 Eylül ve Park Otel Olayı kitaplarının yazarıdır.

Başka Şehirler
Önceki Yazı

Turizm merkezi ilan yetkisini kaldırmayız

Sonraki Yazı

Çağdaş Piramid’e yıkım kararı