Rubulhali çölü
BAE yolculuk

Kumun Atlantis’i

Çöl, insanın evrede sonsuzluk duygusunu aradığı yerdir, tıpkı denizler gibi… Bir de gök var ama oraya ulaşmak ve semada kalıcı olmak biz ölümlülerin harcı değil. Bu yüzden çöl ve denizleri cesaretle keşfederken, gökyüzünün sırlarını ölümsüz ruhlara teslim etmişiz.

Rubülhali Çölü‘nün uçsuz bucaksız boşluğu sonsuzluk duygusunu en yakından hissedebildiğim ender yerlerdendi. Zaman ve mekan içinde ne kadar küçük, ne kadar önemsiz ve bir o kadar da tek başıma olduğumu bir kez daha hatırlatıyordu.

Eski zaman tacirleri zenginlik arayışı için çıktıkları meçhul yolculuklarına bu çöle uğramadan devam etmeye özen gösterdi. Çünkü burada hayata ve inançlarına dair hiçbir belirti yoktu.

Kumların yeryüzünden silip yok ettiği bazı gizemli şehirler vardı orada. Bu mekanları aramaktan hiç vazgeçmediler. Bunlardan birine İrem (Ubar) deniyordu. Yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı, Kumun Atlantis‘ine kimse ulaşamadı. Çölün yuttuğu medeniyetlerden geriye iz kalmamıştı.

Rubülhali Çölü‘nü görenler o manzarayı asla unutamadı. Onlar, karşılarında uzanan alemi “başka bir dünya” olarak tanımladı. Çünkü bu çöl yeryüzündeki hiçbir bölgeye benzemiyordu. Yolu Rubülhali’ye düşenlerden biri de İngiliz gezgin Wilfred Thesiger‘dı. Yolculuklarını, 1959 yılında yayınlanan Arabian Sands adlı kitabında anlattı. Kitap, zaman içinde bölge hakkında yazılan başvuru kitabı oldu, klasik haline geldi.

Rubülhali’nin sonsuzluğa uzanan kum tepelerine bakarken Wilfred Thesiger’ı düşündüm, onun gözünden çölü izledim. “Hiç kimse burayı gördükten sonra hayatına eski rutininde devam edemez” diyen Wilfred Thesiger’in aklımdan çıkmayan bazı sözlerini hatırladım: “Bu acımasız topraklar insana hiç bir iklimin yapamayacağı büyüyü yapar. Yolu buraya düşenler bu büyünün etkisinden hayatları boyunca kurtulamaz. Kişiliğinin derinliklerinde oluşan bu iz geri kalan hayatı da şekillendirecektir.”

Çölde yaptığım yolculuktan unutamayacağım hatıralarla dönerken gördüklerim beynimin derinliklerine kazınmıştı. Bunlardan biri de dev bir kum tepesinin hemen önünde, hayata tutunmaya çalışan ağaçlardı. Çölün tuz tabakasıyla kaplı zemininde nasıl yaşadılar, bu sıcağa nasıl direndiler?

Rubülhali, onu keşfetmeye çalışan meraklıları kendisine davet eder. Bu açık davete verilecek yanıt hayatın akışını değiştirir.

Remzi Gokdag

Remzi Gökdağ gazeteci, yazar ve dijital yayıncıdır. Başka Şehirler, Sevgili İstanbul, Amerikan Medyası’nda 11 Eylül ve Park Otel Olayı kitaplarının yazarıdır.

Başka Şehirler
Dear Istanbul

Dear Istanbul

following footsteps

FOLLOWING FOOTSTEPS

Sevgili İstanbul

Başka Şehirler - Remzi Gökdağ

Başka Şehirler

Son Eklenenler

ölü internet teorisi 1

İnterneti Robotlar mı Yönetiyor?

İnternet, bir zamanlar özgür fikirlerin, insan yaratıcılığının ve sınırsız bilginin merkeziydi. Oysa bugün, çevrimiçi dünyanın perde arkasında görümez, gizli bir ordu var.…
Hüznün de fotoğrafı çekilir...

Hüznün fotoğrafı

İstanbul'a akşam çökmektedir. Minarelerin suya düşen gölgeleri kaybolurken bir adam belirir. Rıhtımdaki sandalyelere kamerasını doğrultur ve basar deklanşöre. Karanlık yoğunlaşır, adam, sandalyeler,…
sosyalmedya2

İnterneti Zehirleyen Azınlık

Sosyal medyada gördüğümüz öfke ve kutuplaşma, toplumun gerçek sesi değil; küçük bir azınlığın gürültüsü. Algoritmalar bu aşırı sesleri öne çıkarıyor, makul çoğunluğu…
Zamansız Yolculuklar

Zamansız Yolculuklar

Bir kıtanın uçsuz bucaksız sahillerine vuruyor dalgalar. Kumlar bilinmeyenin sınırlarına uzanıyor. Karşımda sonsuzluğa açılan bir okyanus; ardında, hiç duyulmamış masalları saklayan derin…
okyanus

Hatırlamaya Çalıştıklarımız

Hatırlamaya çalıştıklarımızla, unutmayı umduklarımız... Hangilerini saklayacağız, hangilerini şefkatle uğurlayacağız. İşte asıl mesele bu…
ai haber

Haberim Yok

Bugün gazetecilik, reyting ve tıklanma peşinde koşan bir oyun haline geldi. Gerçek habercilik toplumu doğru bilgilendirmek ve gerçekleri ortaya çıkarmakken, medya artık…
Önceki Yazı

Cumhuriyetin ışığında

Sonraki Yazı

Gönül ne kahve ister ne kahvehane…