ABD’nin Irak ya da Afganistan’da düzenlediği operasyonlardan bahsetmiyorum. Bu operasyon biraz farklı. CIA ya da Amerikan ordusuyla bir ilgisi yok. Özellikle yaşlı Amerikalıların katıldığı operasyonlar, birkaç yıldır sessiz sedasız devam ediyor. Kimsenin canı yanmıyor, hepsi sağ salim evlerine dönüyor.
Söz konusu operasyonların amacı ucuz ilaç kaynaklarına ulaşmak. İlaç fiyatlarıyla artık baş edemeyen orta gelirli Amerikalıların keşfettiği bu yöntem sayesinde Kanada ve Meksika’ya günübirlik turlar düzenleniyor. Katılanların yaş ortalaması 60’ın üzerinde. Çoğu emekli ve hepsinin sağlık sigortaları var. Yani Amerika’da ilaç alırken indirimden yararlanıyorlar. Buna rağmen ilaç için harcadıkları para yıllık bütçelerini sarsıyor. Sınıra yakın kentlerden başlayan turlar, komşu ülkenin en yakın sınır kentinde son buluyor. Bu kentlerdeki eczane sayısı ilk bakışta göze çarpıyor. Soluğu bu eczanelerde alan Amerikalılar, ilaçlarla çantalarını doldurduktan sonra hava kararmadan evlerine dönüyor. Operasyonlar yüzde 100 başarıyla tamamlanıyor.
Son iki yılda artan sınır ötesi ilaç alışverişinden en büyük zararı Amerikan ilaç şirketleri gördü. Kendi kasalarına girecek parayı Kanada ve Meksika’daki eczanelere kaptıran şirketler, geçen aylarda Washington’daki ilaç lobisini harekete geçirdi. İlaç lobisi deyip geçmemek lazım. Washington’daki pek çok lobiden daha etkililer. Zaten yüksek olan ilaç fiyatlarının her geçen yıl biraz daha yükseltilmesi için canla başla çalışıyorlar. Yönetime gelen her başkan bu lobilerle ilişki içinde olmayacağını ilan ederek halkın oyunu topluyor. Vaatler veriliyor ve sonra unutuluyor.
Lobinin etkin çalışması ve yabancı ilaçlara yönelik olumsuz tanıtım kampanyası bugünlerde başarıya ulaştı. ABD ile Kanada arasında bir anlaşma imzalandı. Kanada, Amerika’dan gelen talebin kendi ilaç stokunu azalttığını açıkladı ve ardından bir yasa tasarısını meclisten geçirdi. Buna göre Amerikalıların Kanada’dan ilaç alabilmesi için Kanadalı bir doktordan rapor alması gerekiyor. Amerikalıların sınır ötesi operasyonları ABD hükümetinin yoğun baskısıyla şimdilik askıya alınmışa benziyor. En azından Kanada cephesinde. Meksika için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Orası hâlâ ucuz ilaç cenneti, sınır geçişleri de her zamankinden fazla. İlaç lobisi de bu durumun farkında. Yakında Kanada’ya yapılan baskıların benzeri Meksika’ya da uygulanabilir. Milyonlarca dolarlık dev ilaç şirketlerinin ve ilaç lobisinin kaybetmeye tahammülü yok.
Alaska da kararacak
Irak savaşı, Amerikan yaşamının bazı alışkanlıklarını dolaylı olsa da etkiliyor. Son örneği Alaska’da yaşandı. Geçen haftalarda senatonun kabul ettiği yeni enerji yasası Alaska’da petrol arama çalışmalarının başlamasını gündeme getiriyor. ABD’nin Irak’ta umduğu petrole ulaşamaması, artan akaryakıt fiyatları, 25 yıldır tartışma konusu olan Alaska’yı tekrar gündeme getirdi. Eyaletin el değmemiş doğal kaynaklarında var olduğu söylenen petrol, işbaşındaki her başkanın ağzını sulandırıyordu. Alaska’dan elde edilecek petrole Amerika’nın zor günlerde başvuracağı bir kaynak gözüyle bakılıyordu. Ancak kimse eyaletin doğal yaşamını değiştirmeyi de göze alamıyordu. Amerikan halkının çevreye olan duyarlılığı da, Alaska üzerinde oynanan oyunların hayata geçmesini engellemişti. Bu da Bush’a nasip oldu. Yeni enerji yasasıyla Alaska’nın doğal yaşamı büyük ölçüde değişecek. 10 milyar varil petrol rezervi bulunduğuna inanılan Alaska’da, Kutup Bölgesi Ulusal Doğal Yaşamı Koruma Alanı’nda petrol arama faaliyetlerine 1.5 yıl içinde başlanacak. Enerji lobisi, uzun süredir Alaska’nın açılmasını istiyordu. Hiçbir başkanın göze alamadığı bu karar, lobinin desteğiyle Bush ve yardımcısı Cheney’nin yoğun kampanyasıyla artık yasallaştı. Çevreciler kararın Alaska’nın doğal yaşamına büyük darbe indireceği görüşünde birleşiyor. Ancak bugünlerde Beyaz Saray’ın çevrecilerin uyarılarını dinlemeye ne zamanı ne de fırsatı var.
12 Aralık 2005 Radikal