Alpler’in değişen manzarası

İsviçre’yi ziyaret eden bir turistin karşılaştığı manzara ve geçirdiği huzurlu günlerin maliyeti her zaman yüksektir. Güzellikleri hazmetmeye fırsat bulamadan yaptığı harcamaların faturası karşısına çıkar. Büyüleyici gezi bir anda kâbusa dönüşebilir. Sürprizlerle karşılaşmamak için buraya gelmeyi göze alanların iyi bir plan yapıp nerede, ne kadar harcayacağını hesaplaması gerekir. Evdeki hesabın İsviçre’ye uymayabileceğine de hazırlıklı olması lazım. Buradaki yüksek yaşam kalitesi fiyatlara da aynı oranda yansıyor.

Avrupa ekonomik krizi atlatamadı. Pek çok ülkede işsizlik, daralan ekonomi gibi sorunlar sürerken İsviçre Frankı yüksek kurdan seyretmeye devam ediyor. Zaten konaklama fiyatları pahalı. Buna bir de ulaşım eklendiğinde İsviçre cazibesini bir anda yitirebiliyor. Böyle bir dönemde bütçelerine gezi masrafı eklemek istemeyenler çoğunlukta. Tasarruf döneminden en çok etkilenen ülkelerin başında İsviçre geliyor. 2012’nin ilk altı ayında İsviçre’ye gelen Avrupalı turistlerin sayısında yüzde 50 oranında azalma oldu. Turizm sektörünün en önemli gelir kaynağını oluşturan Avrupalılar artık İsviçre’ye gelmiyor. Onların yerini Çinli, Hintli ve Arap turistler aldı. Bu yılın ilk altı ayında 4.5 milyon Avrupalı turist İsviçre planlarını iptal ederken yaklaşık 1 milyon Çinli ve Arap turist İsviçre’ye geldi. Bu sayı yitirilen turistlerin açığını kapamasa da sektörün nefes almasına yardımcı oldu.

Turist yapısındaki hızlı değişim İsviçrelileri düşündürüyor. “Yeni ziyaretçiler” ağır darbe yiyen turizm sektörünü kurtarabilir mi? Dağlar, müzeler, sokaklar bu yeni turistlere hazır mı? Bu soruların yanıtları aranırken bir yandan da zengin Arap turistleri ağırlamaya, onların alışkanlıklarına ayak uydurmaya çalışıyorlar. İsviçre gibi muhafazakâr ve yabancı fobisi olan bir ülkede değişime hemen uyum sağlamak kolay değil. Üç yıl önce camileri yasaklayanlar bugün çarşaflı turistlere hizmet veriyor. Yeni turistler hem sektörü hem de İsviçre’nin manzarasını değiştiriyor. Artık otel çalışanlarına, onların alışkanlıkları konusunda eğitimler veriliyor. Personel, Çinlilere bol sıcak su ve çay ikram edilmesi için uyarılırken Müslüman müşterilerden gelebilecek “Kıble hangi yönde” sorularına hazırlık yapılıyor.

Değişen turist yapısının etkilerini günlük yaşamda da görmek mümkün. Turistik merkezlere giden trenlerde artık Japonca, Çince ve Korece anonslar da yapılıyor. Alpler’in derin vadilerinde sessiz sedasız yolculuk yaparken kendi dillerinde bir şeyler duyan Çinlilerin şaşkınlığı gözlerinden okunuyor. Eskiden doğa sporlarının yapıldığı dağlarda, değişik şekillere girerek fotoğraf çekmeye çalışan Uzakdoğulu turist gruplar geziyor. Kayak takımlarıyla trenleri dolduranlar da azaldı. Onların yerini Körfez ülkelerinden gelen cüzdanı kabarık aileler aldı. Arap çöllerinin çarşaflı, bol çocuklu ve gürültülü aileleri Alpler’in yeni manzarası. Renkli kıyafetleriyle ilginç görüntülere imza atan Hintli turistleri de unutmamak lazım. Onlar başta Zürih olmak üzere Cenevre ve Luzern bölgelerini tercih ediyor. Gezip görmekten çok alıp gidiyorlar. Lüks saatlerle ilgileniyor, pazarlık yapmayı da ihmal etmiyorlar.

Geçenlerde trende Katarlı bir aileyle tanıştım. Aletsch buzulunu görmeye gidiyorlardı. Aralarında yüksek sesli bir tartışma başladı. Aile reisi bana, “Yakınlarda alışveriş yapılabilecek bir yer var mı” diye sordu. En yakın kentten birkaç saat uzaktaydık. UNESCO’nun dünya mirası listesinde yer alan doğal mucizeye doğru yol alıyorduk ama onların bu zoraki yolculukta çektiği sıkıntı aile fertlerinin yüzünden okunuyordu. Trenden inip lüks mağazalara koşmanın telaşını yaşıyor gibiydiler.

Zaman geçiyor, dünya değişiyor. Eskiden yerinde duramayan Avrupalılar evinde otururken tatil nedir bilmeyen Çinliler İsviçre’ye akın ediyor. Çölün sıcağında bunalan Araplar soluğu Alpler’in zirvesinde alıyor. Üç yıl önce camileri yasaklayan İsviçreliler, bugün otel lobilerinde namaz kılan bu zengin müşterilerini sessizce izliyor.

18 Kasım 2012 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı.
 
Remzi Gokdag

Remzi Gökdağ gazeteci, yazar ve dijital yayıncıdır. Başka Şehirler, Sevgili İstanbul, Amerikan Medyası’nda 11 Eylül ve Park Otel Olayı kitaplarının yazarıdır.

Başka Şehirler
Önceki Yazı

Kıyamet senaryosuna hazırlık

Sonraki Yazı

New York 2012