Remzi Gökdağ, bu kitabında okuru düşle gerçeğin iç içe geçtiği gizemli bir yolculuğa davet ediyor. Her biri kendi alanında bir efsane olan yirmi ismin rehberliğinde yirmi farklı kenti geziyor, şehirleri alışılagelmişin dışında bir bakış açısıyla keşfediyor. Yolculuk, Alp Dağları’nın büyüleyici yamaçlarından başlayıp “Vahşi Batı”nın uçsuz bucaksız çöllerine kadar uzanıyor. Bu, sadece coğrafi bir gezi değil, aynı zamanda ruhani ve kültürel bir keşif. Her şehir, rehberlik eden ismin kişisel anıları, hikâyeleri ve benzersiz bakış açısıyla yeniden hayat buluyor. 

Efsane isimlerin izinde gizemli yolculuklar

Seyahat etmekten keyif alıyor, yeni yerler keşfetme tutkusunu içinizde taşıyorsanız, bu kitap sizi geçmişin unutulmaz izlerine doğru düşsel bir yolculuğa çıkaracak. Sayfaları çevirdikçe karşınıza çıkacak her hikâye, merak uyandıran ve heyecan dolu bir serüvenin kapılarını aralıyor. Bu kitap bir turistik rehberden çok daha fazlasını sunuyor; şehirlerin gizli kalmış köşelerini, yaşam hikâyeleriyle harmanlayarak gözler önüne seriyor. Burada anlatılanlar sıradan bilgiler değil, tamamı gerçek ve her biri özel. Tarihin derinliklerinde kalmış olayları yeniden hatırlatırken, farklı insan manzaralarına ışık tutuyor.

Kitabın ilk durağı, Marco Polo’nun doğduğu şehir olan Cenova. Kapağı süsleyen ünlü deniz feneri, şehrin sadece bir simgesi değil, aynı zamanda ruhunun bir yansıması. Remzi Gökdağ’a göre Cenova, diğer Avrupa şehirlerinden çok daha farklı ve ayrıcalıklı bir konuma sahip. Yüzyıllar önce, bilinmeyene doğru yola çıkan kâşiflere ilham veren, Avrupa’yı okyanusların ötesindeki gizemli limanlara bağlayan bir şehirdi burası.

Günümüzde sıradan bir Avrupa şehri gibi görünse de, Cenova aslında birçok görkemli olaya sessizce tanıklık etti. Yazar, bu muhteşem günleri anımsatarak, bizi bugünün daracık sokaklarında kısa bir gezintiye çıkarıyor. Böylece, bir zamanların ihtişamlı liman kentinin yıllar içinde nasıl bir değişime uğradığını kendi gözleriyle görmemizi sağlıyor. Bu kitap, sadece bir şehir rehberi değil, aynı zamanda geçmişle bugün arasında köprü kuran, kayıp hikâyeleri gün ışığına çıkaran bir keşif atlası.

Kitap yirmi bölümden oluşuyor. 

Her bölümde farklı bir şehir ve o şehirle özdeşleşen bir isim anlatılıyor.

Cenova – Marco Polo
Amsterdam – Rembrandt
Los Angeles – Charles Bukowski
Berlin – Marlene Dietrich
Pamplona – Ernest Hemingway
Paris – Robert Doisneau
Prag – Milan Kundera
Zürih – Lenin
San Francisco – Jack Kerouac
Palermo – Lampedusa
Luzern – Mark Twain
Taos – Kit Carson
Los Alamos – Oppenheimer
Porto – J.K. Rowling
Monterey – Jimi Hendrix
Bilbao – Frank Gehry
Bern – Albert Einstein
Death Valley – Walter Scott
Mainfeld – Johanna Spyri
Arizona – Geronimo