Büyükada’nın La Prensess de Monte Carlo’su, Eurosini İspiroğlu artık yok
Tarlabaşı’ndaki üç katlı evinde yıllardır farkedilmeyen yalnızlığıyla yaşayan Matmazel Eurosini hüzünlü anılarını arkada bırakarak yaşama gözlerini yumdu. Fırtınalı sevinçlerin, yoksullukların, kimi zaman da zenginliklerin hatıralarıyla yaşayan Matmazel Eurosini’yi son yolculuğuna bir avuç seveni uğurladı
İstanbul Haber Servisi-Büyükada’nın “La Prensess de Monte Carlo”su yok artık. 1940’ların Beyoğlu’sunun hüzünlü matmazeli, güzelliği hem kendi hem de başkalarının başına bela Eurosini Ispiroğlu, öldü. Ondan geriye, Tarlabaşı’ndaki üç katlı eviyle, sararmış, tarihsiz, isimsiz, Sahaflar’da bir köşede satılmak üzere paketlenmiş fotoğrafları kaldı.
Ne hayat… Kendisini anlatabilmek için bu sözcüklerden başkasına gücü yetmezdi Matmazel Eurosini’nin. 1912’de Bakırköy’de porselen satıcısı Senofon ile Maria’nın kızı olarak doğmuşluğu, babasının ölümü, kalan mirasla alınanlara dayısının el koyması, annesinin temizliğe gidişi, vereme yakalanışı, Atina’da tedaviyle geçen üç yılı, aşık olduğu Yunanlı pilotun evin üzerinden alçak uçuşu, annesinin ölümü, yalnızlığı, yalnızlığı, yalnızlığı… Hepsi bu iki kelimede gizli işte. Ne hayat…
Beyoğlu’nda elinde beyaz bir poşet, yiyecek toplamaya çıkan kadın da o. Geçen yıla kadar fark edilmeyen yalnızlık ve yoksulluğuyla başa çıkmaya çalışan da. Önce bir gazete haberi, ardından Beyoğlu Belediyesi’nin ilgisi son aylarında “Ben de yaşıyorum” diyebilmesini sağladı. Anılarım fotoğraflardan çıkartıp, anlattı, anlattı. Son sahneyi oynayan oyuncu gibiydi. Perde, üzerine indi…
25 Haziran 1993 Sayfa 19