Okyanus kenarında, karanlık bulutların altında bir sahil. Rüyadan çıkmış gerçeğe bürünmüş bir manzara. Sesi, şekli ve görüntüsü hem var hem de yok. Aklımın ve ruhumun boyutlarını aşan genişliğiyle ortamı izliyorum.
Çetin Altan sıradışı detayları dile getirirken yaşamdan dersler verdi. Onun "Limonata ve rafadan yumurta" yazısı bu incelikleri anlattığı ve zamanla unutulmazlar arasına giren yazılarından biri oldu.
1969 yılının ilkbaharında dönemin büyük gazetelerinden Akşam’da “Al İşte İstanbul” başlıklı bir yazı dizisi yayınlandı. Sonraki yıllarda kitap haline gelecek dizinin yazarı Çetin Altan‘dı. Onunla birlikte gezen ve İstanbul’un kıyıda köşede kalmış kenar mahallelerinden görüntüler yakalayan kişi de Ara Güler‘den başkası değildi.
Eski zamanlarda seyahat etmek, çoğu zaman bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkmaktı. Varış noktası belirsizdi. Oraya giden yol üstünde sayısız spekülasyonlara konu olan tehlikeler vardı. Giden yolcu, o noktaya ulaşmayı hedefleyerek yola çıkardı. Ancak sağ salim geri dönmesi bir yana gideceği yere ulaşabileceği bile belli değildi.
BAE'nin yaklaşık %95'ini kaplayan çöl şüphesiz hala pek çok sır saklıyor. Neredeyse her yıl, bu ülkenin geçmişine dair boşluğu dolduran önemli keşifler yapılıyor. Tüm bu yerler ve daha pek çoğu Dubai'ye arabayla bir saatlik mesafede ve halkın kolayca ulaşabileceği bir konumda.
Rubülhali olarak da bilinen Boş Bölge, 650.000 kilometrekarelik bir alanı veya güney Arap Yarımadası'nın yaklaşık üçte birini kaplayan dünyanın en büyük kum çölüdür. Aynı zamanda düzenli olarak 50 derecenin üzerinde seyreden sıcaklıkları ve yılda üç santimetreden daha az yağışı ile gezegendeki en sıcak ve kurak ortamlardan biridir.
Ara Güler’le sohbetimizden geriye üç saatlik ses kaydı ve benim için hazine değerinde bir fotoğraf kaldı. Bu sürprize hiç hazırlıklı değildim. Karşımda
Hasan Pulur’a eski İstanbul’a dair anıları hakkında konuşma talebimi, hazırladığım kitap hakkındaki detayları gazetedeki asistanı aracılığıyla önce bir e-posta mesajıyla iletmiştim. Röportaj
Japonya seyahatimiz 17 gün sürdü. Hiç tanımadığımız bir kültürle ilk temasımızda pek çok sürprizle karşılaştık. Kaybolduk, yorulduk, acıktık ama geldiğimize hiç pişman olmadık. Hayatımıza giren en ilginç mekanlarından biri oldu Japonya. Tapınakları, yemekleri ve insanlarıyla… Daha önce hiç karşılaşmadığımız davranışlarla…
Tren olayının en zor anlarından biri de bileti makinadan almak. Hangi istasyona gitmek istediğinizi kontrol etmeniz gerekiyor, daha sonra ismin altında fiyatı görebilir ve makineye yazabilirsiniz.
Yaklaşık 1,5 milyonluk nüfusuyla Kyoto'nun her köşesi nefes kesici tapınak ve mabetlerle kaplı. Bunlar hem yerli halkın hem de turistlerin huzurlu bir anı paylaşmak için bir araya geldiği yerler.
Japonya'nın kilidini 17 günlük bir geziyle zaten çözemeyeceğimizi bilsek de ilk tanışmamızdan güzel hatıralarla ayrılıyoruz. bugün günlerden “Japonya'ya Veda” günü.
Dünyanın dört bir yanındaki havalimanları göz bilgilerimizi depolamaya hazırlanıyor. Yakın gelecekte, güvenlik kontrolünden geçerken pasaporta ihtiyacımız kalmayacak. Yapay zekâ gözümüzün içine bakıp hükmünü verecek. Yalan nedir bilmeyen gözlerimiz sadece duygularımıza ayna olmayacak, mahrem bilgilerimizi saklayan gizli kasa görevini de üstlenecek.
Şehirleri kıyaslamak kazananı olmayan bir tartışma. “Kime göre güzel, neye göre iyi?” sorusunun cevabı kişiden kişiye değişir, olgular bazen yanıltır, istisnalar çoğu
Stadyumun bulunduğu alan Çırağan Sarayı'nın bahçesiydi. Beşiktaş futbol takımı burada antreman yapardı. Bazen bizim de bu toprak sahada hazırlık maçlarımız olurdu. Özellikle
Altın Çarşısı, pandemi öncesine kadar Dubai’ye gelen turistlerin uğramadan dönmediği bir yerdi. Hatta Dubai’de yaşayıp altın çarşısında alışveriş yapmayanlara iyi gözle bakılmazdı.
Birleşik Arap Emirlikleri Seyahati Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), keşfetmeyi göze alanlar için pek çok sürprizi de barındıran büyülü bir dünya. Burada yapılacak
Koronavirüs, hayatımıza bazı bilinmezleri hediye etti. Salgınla ilgili yanıtını veremediğimiz o kadar çok soru var ki… Bunlardan biri de Dubai-İstanbul seferleri...
Hepimizin farklı hayalleri vardır. İçinde ıssız ada olan düşünceleri tekrarlamaktan keyif alırız. Hindistan cevizi ağaçlarının gölgesinde uzanan beyaz sahil, uzaklaştıkça koyulaşan masmavi
Petrolü olmayan, yeterli tarım alanı bulunmayan, üretim ekonomisi neredeyse sıfır olan emirlik, emlak ve turizm alanlarında birbiri ardına mucizeler yaratmış, Dubai’nin büyülü
“Dışarda” geçen yıllar şüphesiz ilginç deneyimler katar insana, bakış açımızı değiştirir, olayları farklı görmemizi sağlar, detaylara verdiğimiz önem artar, gelecekten beklentilerimiz yükselir
Resmi rakamlar henüz açıklanmasa da sahillere veya turistik mekanlara yapılacak kısa bir gezinti, turist yoğunluğu hakkında fikir verebiliyor. Bir yanda pandemi sürecinde
"Bölge tarihi, çölün yuttuğu medeniyetlerin hikayeleriyle dolu. O gün gelmeden değişime adapte olmaları gerekiyor. Akıllı kentler ve Mars’ın keşfi bu planın parçası
Bir yanda çölde pirinç yetiştirecek kadar geleceğine yatırım yapanlar diğer yanda hazine değerindeki doğal tarım alanlarını betona çevirip, çiftçiyi toprağından soğutanlar
Hayatımıza virüs, salgın, karantina gibi kavramlar girmeden hemen önce dünyanın bu bölgesinde pek çok kişinin gözden kaçırdığı önemli bir olay yaşandı. Geleceği,
Tanıdığımız şehirlere meğer ne kadar yabancıymışız. Yaşadığım bu şehri bir süredir izliyorum ve gördüğüm manzara karşısında kendime şunu sorup duruyorum: “Ben bu
Koronavirüs salgınında erken teşhisin öneminden bahsediliyor, bu konuda ilk ciddi önlemleri alan ülkelerin başında BAE geliyor. Yaygın ve etkin bir sağlık sistemi
Atalarımız ilk çağlarda mağaralara çizdiği resimlerle kendini anlatmaya çalışmış, biz de dijital çağın uçsuz bucaksız derinliklerinde bu görevi yerine getiriyoruz. Sosyal medya